TÜRK KLASİKLERİNE VE DÜNYA KLASİKLERİNE FARKLI BİR DOKUNUŞ: AŞK
Aşk acısı, Şair ve yazarların aşkı tanımlaması, Türk edebiyatında aşk.
- 18 Nisan 2021, 15:55
- Eğitimci-yazar behiye yilmaz
- 100
- 02
‘Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu’ olarak tanımlanan “aşk” Türk Edebiyatında önemli yer tutar. Yunus Emre “Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi” der.
"Aşk", edebiyatın en önemli temalarından biridir. Bir edebî tür olarak aşk romanları ve şiirler her okuyucunun yaşadığı ya da yaşamayı hayal ettiği kurgular içerisinde gelişir. Bu tarz aşk romanları genellikle "romans" niteliğindedir.
Aşk, günümüzde yaşanan günlük aşkların çok ötesinde işlenen bir konu olarak edebiyat dünyasında yerini alır. Çoğu şair ve yazarlar hayallerinde aşkı yaşatırlar. Bu aşk, gerçekte yaşayabileceklerine tercih ettikleri aşktır ve bu, aşk acısından hoşlandıklarını ve kavuşamama halini anlatır. İçselleştirerek yaşadıkları aşk acısı her satırda her mısra da aşkın başka bir yüzünü anlatır. Biz okurlar; Şair ne denli iyi anlatırsa aşkı, ne süslü sözler ne isabetli hükümler sarf eder, bizi ne denli derinden etkilerse, anlatılan aşka o kadar çok inanır o kadar çok benimser ve sahipleniriz. Hâlbuki gerçek kimi zaman öyle olmayabilir. En iyi aşkı anlattığını düşündüğümüz bir çok şair ya da yazar, gerçek hayatta aşktan korkan, aşkın her türlü yükünden kurtulmaya çalışan biri olarak karşımıza çıkabilir. Yahya Kemal ile Celile’nin aşkı güzel bir örnektir. Başka bir şairimiz Atilla İlhan ise aşka her daim mesafeyle yaklaşmış, şiirlerini okuyanlara hissettirdiği aşkı ömrü boyunca hissetmemiştir. Özdemir Asaf, ünlü şiiri Lavinia’yı büyük aşk beslediği ve karşılık bulamadığı Mevhibe Beyat’a yazmıştır. Attila İlhan, Paris seyahati sırasında tanıştığı ve oldukça etkilendiği Maria Missakian'a yazdığı şiiri hiçbir zaman yaşamamıştır. Cemal Süreya’nın hayatı boyunca kadınlarla olan ilişkilerinde inişler çıkışlar olmuş, usta hikâyeci Sait Faik “hayatımın kadını” dediği Aleksandra’yı ortada doğru dürüst bir neden yokken terk etmiş, acı çekmiş, çektirmiştir. “Fahriye Abla “ şiiri, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Milyon Kere Ayten”, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Mihrimah Hanıma yazdığı “Kara Sevda” şiirinde de bu özelliği görebiliriz.
Sadece şairler değil en ünlü romanların yazarları bile muhteşem kelimelerle süsleyerek anlattıkları aşklar da hep ulaşılmaz olanları işlemişlerdir. Mesela ”Kolera Günlerinde Aşk", Gabriel García Márquez'in en ünlü romanlarından biridir. 19. yüzyılın sonları, 20. yüzyılın başları arasında Fermina Daza, Florentino Ariza ve Doktor Juvenal Urbino üçgeninde gelişen canlı bir karşılıksız aşkı konu alan kitap, acı çekmenin yüce bir davranış olduğu fikrini yoğun şekilde işler. Florentino Ariza, bir ömür boyu sevdiği Fermina Daza'ya kavuşabilmek için tam 53 yıl 7 ay 11 gün beklemiştir. Dünyaca ünlü Rus yazar Tolstoy'un "Anna Karenina"sı destanlaşmıştır. Stendhal, dünya aşk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan "Kırmızı ve Siyah"ın konusunu gazetede çıkan bir yargılama haberinden almıştır. Klasik dönem romanları arasında önemli bir yere sahip olan "Aşk ve Gurur", 18. yüzyıl İngiltere'sinde geçen unutulmaz bir aşk hikâyesini konu alıyor. 19. yüzyıl İngiliz edebiyatının önemli kadın yazarlarından biri olan Emily Bronte'nin ilk ve tek romanı "Uğultulu Tepeler", kırık olduğu kadar marazi de olan bir aşk hikâyesi etrafında gezinir. "Kürk Mantolu Madonna", Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. Sıra dışı bir aşk hikâyesinin konu edinir. Necip Fazıl’ın aşk tanımı ise şu dizelerde hayat bulur:
Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
Allah'tan nasıl korkmaz, insan O'nu sever de...
Yazar Hakkında
ÖZGEÇMİŞ
Behiye YILMAZ
behiyeyilmaz@hrcmedya.com
Hakkında: 1966 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde doğdu. İlkokulu ortaokulu ve liseyi K.Maraş’da okudu. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde “Ev Ekonomisi Bölümünü” okurken aynı zamanda yan dal olarak İşletmeyi Bitirdi. Yüksek Lisansını Hasan kalyoncu Üniversitesinde tamamladı. Tezini “ Yeteneklerin Yedeklenerek Yetenek Havuzu Oluşturulması” konusunda tamamladı. Aynı zamanda YETENEKLERİN GELİŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ bilimsel makalesi Bülent Ecevit üniversitesi üstün zekalı çocuklarla ilgili yayın yapan uluslararası bir dergide yayınlandı. Birçok okulda bu konuyla alakalı seminerler verdi. Edebiyata olan ilgisi bir gazeteye gönderdiği köşe yazısıyla başladı. Daha sonra bir yarışmaya gönderdiği öykünün derece alması sonucu öykü yazmaya başladı.
Bu arada” Geleneksel Türk Sanatları” konusunda farklı yerlerden icazet aldı. Türkiye genelinde, Görsel Sanatlar alanında birçok yerde çalışmaları sergilendi. Milli Eğitim Bakanlığında ve çeşitli özel kolejlerde Teknoloji Tasarım Öğretmenliği yaptı. Geleneksel Türk sanatlarıyla beraber farklı sanat dallarında çalışmalar gerçekleştirdi. Özellikle Ebru sanatı ile ilgili birçok okulda seminerler verdi.
Çalışmaları ile uluslararası ve ulusal platformda pek çok ödüle layık görüldü. “Kırmızı Etek Ve Beyaz Papatyalar” isimli öykü kitabı yayınlandı. Anı yazılarından oluşan “Mavilerde sefer etmek” isimli birden çok yazarın eseri bulunan kitapta “Orda bir köy” isimli yazısı yayınlandı. Kazakistan-Türkiye ile ortak hazırlanan şair ve yazarlar etkinliğinde Türkiye’yi temsilen davet edildi. Öykülerinden biri Kazakçaya çevrilerek yayınlandı. Unutulmaya yüz tutan 100 Türk büyüğü tarihi antoloji kitabı yayınlandı. Ayrıca BADİŞ İLE MERVİŞ, EDEBİYAT VE SANATTAN YANSIMALAR (ortak yayın) ve ÖYKÜ KAPISI isimli çocuk öykü kitapları yayınlandı. Edebiyata olan sevgisinden dolayı Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitimine devam etmekte ve halen edebiyat çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Yazar, görsel sanatlar öğretmeni olarak çalışma hayatını sürdürmektedir.
EĞİTİMCİ-YAZAR: Behiye YILMAZ
Yorum Gönder
Yazarlarımız
Trend Haberler
Editörün Seçimi
Kahramanmaraş Nöbetçi Eczaneler
Anket
Anket Sonucu
Soru:
() Oy -
() Oy -
() Oy -
() Oy -
() Oy -
Toplam Oy Kullanıldı
E-Bülten Aboneliği
E-Bülten Aboneliği Yaptığınız Zaman Son Gelişmelerden Anında Haberdar Olursunuz.!
0 Yorum