TİYATRO İLE GELECEĞE YÜRÜYEN ÇOCUK
Yazılar yazılır sözler söylenir, söz uçar yazı kalır ama tozlu raflarda kalır… Bazı insanlar tozlu raflardan yazıları çıkarıp daha etkili olması ve akılda kalması için; yazıyı, sözü ve hareketi bir araya getirerek canlandırırlar.
TİYATRO İLE GELECEĞE YÜRÜYEN ÇOCUK
Yazılar yazılır sözler söylenir, söz uçar yazı kalır ama tozlu raflarda kalır… Bazı insanlar tozlu raflardan yazıları çıkarıp daha etkili olması ve akılda kalması için; yazıyı, sözü ve hareketi bir araya getirerek canlandırırlar.
Dünyada ilk tiyatro olayının nerede, nasıl başladığı bilinmemekle birlikte, araştırmacılar; tiyatronun ilkel insanların av dönüşü vurdukları avın çevresinde sevinç ve heyecan sesleri çıkararak dans etmelerinden oluştuğunu söylediler.
Daha sonraları topluluk halinde yaşamaya başlayan insanlar farklı günlerde, belirli bir yerde toplanmaya başladılar ve bu toplantıda içlerinden bir kişi yüksekçe bir yere çıkarak güldürücü öyküler anlatır, taklitler yapar, şarkılar söylerdi. Bu tür oyunlar zamanla şenlikler geleneğini oluşturdu. Bir süre sonra kişiler ikiye, üçe çıktı. Daha canlı, daha ilgi çekici konular bulundu. Böylece oyunlar, sanat niteliğine kavuştu. Tiyatro da meslek haline geldi.
Türk tiyatrosu ise ilk olarak Orta Asya’da görülmeye başladı. Tören ve taklit gösterileriyle başlayan tiyatro, İstanbul’un Fethi’nden sonra hızla gelişime ayak uydurdu. Türk tiyatrosunda en ünlü oyun; Karagöz ve Hacivat tiplemesi olarak hafızalardadır…
Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Yaşamın içindeki acılar, sevinçler, zaman zaman güldüren, kimi zaman ise düşündüren olaylar, sahnede canlandırılır. İnsan kendini tiyatro ile birlikte tekrar yaşar. Bir eğitim görevi üstlenen tiyatro, aynı zamanda düşünmemize de vesile olur. Tiyatroyu diğer edebi eserlerden ayıran özelliklerinden biri de diğer eserler insanlar tarafından okunmak veya dinlenmek için yapılırken tiyatro seyredilmek için yapılmıştır.
Yazı gibi tekrar okunma ya da sinema filmi gibi başa sarıp izlenme fırsatı olmayan tiyatro oyunları; çocukların odaklanma, dikkat ve sorgulama alanlarında daha da gelişeceği bir sanat dalıdır. Tiyatro oyunlarıyla çocuk; gerçek hayata dokunma şansı bulur. Yaşanmış ya da kurgu bir hikâyenin canlandırılması, o an izleyebileceği ve bir daha izleyemeyeceği gerçeğini çocuğun bilmesi, onun sahneye odaklanması, tüm dikkatini tiyatro oyununa vermesi ve oyunu anlamaya çalışması için büyük bir fırsattır.
Herkes için oyunun yeri farklıdır ancak çocuğun yaşamında fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişim için oyunun çok çok önemli bir yeri vardır. Çocuklar gördüklerini taklit yoluyla uygular ve bedenlerini kullanırlar. Bu yolla; arkadaşlarıyla iletişim kurmayı, canlıların birbirleriyle olan ilişkilerini, kendi dünyalarında farklı bir alan olduğunu ve çevrelerine destek olmayı öğrenirler. En çokta oyun çocuğu dediğimiz okul öncesi çocukları (3-6 yaş) dünyayı oyunla algılamakta ve kendilerini oyunla ifade etmektedirler. Tıpkı çok eski dönemlerde insanların birbirlerine taklit yapıp, şarkılar söylemeleri gibi.
Tiyatro eğitimde kullanılınca; çocuk yaşamla bağını oyun yolu ile kurmaya başlar. Çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını anlatmayı ve yorumlamayı öğrenir. Soyut kavramları somutlaştırarak anlamalarına yardımcı olur. Çocuğun sosyal gelişimini hızlandırır. Aynı zamanda tiyatro; çocuğun duygusal gelişimine de önemli ölçüde katkı sağlar. Sevgi, saygı, hoşgörü, barış gibi birçok duygunun da evrenselliği tiyatro oyunları sayesinde çocuklara kolaylıkla anlatılır.
Okul öncesi dönemde eğitimde kullanılan tiyatro, psikolojide de artık bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Örneğin, çocuk psikodraması ile çocuklar çatışma yaşadığı kişilerin rollerine geçerek karşısındakini anlama becerisini kazanmayı, kendilerine ve olaylara dışarıdan bakmayı, o an çözüm yolları üretebilmeyi keşfederler. İçlerinde yaşadıkları ve onları üzen, canlarını acıtan olayları farklı bir kimlikte anlatmaları, tedavide çocukları anlamak ve yaşadıkları ruhsal duruma çözüm bulmak için etkili bir yöntemdir.
Tiyatro bir şehrin ocak başıdır. Orada en güzel masallar söylenir, en gerçek sözler duyulur.
(Muhsin Ertuğrul)
0 Yorum