TARİHE ALTIN HARFLERLE KAZINMIŞ TÜRK KADINLARI
BENİM YAVRUM ANASIZ OLUR AMA, VATANSIZ OLMAZ
Türk olmak. Bir Türk kadını olmak. Tüm dünyaya, adını altın harflerle yazmış bir ırkın kanını damarlarında taşımak. Tarihinle, geçmişinle gurur duymak. Okuduğun her tarih sayfasında, orta asyadan başlayıp günümüze kadar uzanan uzun yolculukta, ayak bastığı her yerde iz bırakıp yeniden bir sayfa açabilmek. İşte ben Türküm diyebilmenin onurunu bu yapı taşları oluşturuyor. Kelime olarak KADIN Türkçe bir kelimedir. Kadın-Katun, Hatun, Uragat, Nisa, Nâkıs ,Zen, Betül, Nisvan şeklinde söylense de en çok kullanılan kelime Kadın olmuştur. Özellikle Türk kadınını dünyanın hiçbir ülkesinde, kültüründe görülmeyen şekliyle Türklerde değer bulmuştur. Tarihimiz altın harflerle yazılırken, her harfinde , her kelimesinde bir Türk kadınını görmek mümkündür.
Mesela;Kırk ince belli kızı yanına alıp, Kara atına binip, Kara kılını kuşanıp, Kocasının izini sürerek, Erkeği Kazan Han ın düşman karşında yenilmek üzereyken yetişen ve eşini oğlunu kurtaran BURLA HATUNUN, 1759 yılında Çinliler tarafından işgal edilen, Kahraman Uygurların işgalci Çinlilere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinde, Dönemin Doğu Türkistan Hanı olan Cihangir Han şehit edildiğinde, Mücadele bayrağını eline alan eşi GELİNLERİN ANASI IPAR HAN bir Türk Kadınıydı.
Yıllarca Ruslara karşı savaşan, esir düştüğünde, iffetini korumak için kendi hançeri ile canına kıyan, Mirza Han’ın eşi, Rus çarı İvan’a karşı savaşan, eşi ölünce Ruslara karşı mücadeleye devam eden, bir gece baskınında Ruslara esir düşüp, Moskova’da kahrından vefat eden SİYÜN BİGE hatun bir Türk kadınıydı. Kırım Hanı Kerim Giray’ın eşi ,yirmi askeri ile Ruslara kök söktüren kahraman Türk kadını EMİNE BANU‘ydu.
Sakaların ve Peçeneklerin hakanı, oğlu ile birlikte ordularının başında, İran şahı Kirus’a karşı savaşan, Aynı savaşta oğlunu kaybeden, ilk TÜRK KAAĞANI, 6.Y.Y Türklerinin hükümdarı TOMRİS Han bir Türk anasıydı. Eşi tuğrul beyin savaşta yenildiğini duyunca, yanına topladığı erlerle savaşın kaderini değiştiren, Büyük Türk Anası, Devlet Ana, Türk devlet geleneğinin kendi dalındaki en büyük temsilcisi gibi sıfatlarla tanımladıkları ordu kuran, devlet kurtaran yiğit türk kadını ALTUN CAN HATUN, Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın eşi TERKEN HATUN, Ertuğrul gazinin annesi devlet ana ünvanı, alan devlet yöneten Osmanlının var oluş sebebi olan büyük Türk kadını HAYME Ana’ydı. Kırgızların lideri ALİMBEK DATKA süikaste kurban gittiğinde eşinin öldürüldüğünü duyan KURMANCAN DATKA yanına batur denen savaşçı gençleri toplayarak bir tarih yazmıştır. O da bir Türk kadınıydı. Türk kadını olduğum için o kadar gurur duyuyorumki Türk hatununun adı unutulmasın diye Bengü (Sonu olmayan) taşlara adı yazılan TÜRK KADINI. O yiğit Türk kadını İL BİLGE hatundu. ( Orhun abideleri)
93 Harbi" adıyla bilinen Türk-Rus savaşı günlerinde, kalabalık bir ermeni çetesi Erzurum'un Aziziye Tabyaları'na gizlice girerek uyumakta olan Türk askerlerini kahpece katletmiş, hemen ardından da Rus ordusu Aziziye'yi işgal ettiğinde, kundaktaki birkaç aylık bebeğine sarılıp öptükten sonra, bebeğine sarılıp” BENİM YAVRUM ANASIZ OLUR AMA, VATANSIZ OLMAZ” diyerek, evde tek başına bırakıp, mutfaktaki satırı alıp, tabyalara doğru olanca gücüyle koşan, kalabalığa katılan ve Mecidiye'yi aşıp Aziziye'ye vardığında, yaralanana, ölene bakmadan ileri atılarak, satırıyla önüne çıkan her Rus'u devirmeye başlayan NENE HATUN’ du. 1919’da Sultanahmet Meydanı’ndaki mitingde halkı işgallere karşı uyandırmak için yaptığı etkili konuşma sonrası hakkında tevkif kararı çıkan,1920’de Anadolu’ya kaçarak Kurtuluş Savaşı’na katılan HALİDE EDİP ADIVAR, talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenip ve 12 yaşında “onbaşı” rütbesini alan 30 Ocak 1921 yılında T.C.’nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşı NEZAHAT ONBAŞI, 1921 yılı Kasım ayında İnebolu’ya önemli miktarda savaş malzemesi taşınırken, top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örten, yavrusu ölmesin diye üzerine abanıp ve soğuktan ölen ŞERİFE BACI, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli olan, emekli maaşını Kızılay’a bağışlayan yüce gönüllü Türk kadını FATMA SEHER ERDEN – Kara Fatma bir Türk kadınıydı. HALİME ÇAVUŞ (KOCABIYIK), GÖRDESLİ MAKBULE HANIM, ÇETE EMİR AYŞE, TAYYAR RAHMİYE, TARSUSLU KARA FATMA (ADİLE ONBAŞI), KILAVUZ HATİCE ve isimleri buraya sığmayacak kadar fazla olan, damarlarında TÜRK KANI TAŞIYAN, Türk gibi yaşayıp Türk gibi ölen kadınlarımızı saygıyla anıyorum.
HRC MEDYA
Behiye YILMAZ
Edebiyatcı-Yazar
0 Yorum