Msi Yazilim

“Gençlikte günler kısa, yollar uzun; yaşlılıkta ise günler uzun, yollar kısadır.” diyen Kant; geleceğimize ışık tutsun ki yaşlılarımızı aklımızdan çıkarmayalım. Geçmişimiz ile bugünümüz arasında muazzam bir köprü kuran, kültürümüzü geleceğimiz olan çocuklara iletmemizi sağlayan yaşlılarımız; siz ne güzel bir dostsunuz yolumuza…

Kolaylıklar içinde olan hayatımızda gün gelipte bizim de yol yürüyemeyeceğimizi, bir dost selamına ihtiyaç duyacağımızı, bir tanıdık yüze hasret kalacağımızı şimdiden düşünerek; yaşlılara saygı ve sevgi göstermenin, değer vermenin ne kadar elzem olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Bir bir sevdikleri bu dünyadan göçmüş, yalnızlaşmış, iş yapamaz olmuş yaşlılarımıza “Artık çok geç” demeden yoldaş olmak gerekir. Onların anılarını dinleyip nefes olmak gerekir. Paylaşımlarını gelecek nesillere taşımak gerekir. Onlarla aramızdaki köprüyü yıkmamak gerekir…

“O evin camı gölgesiz mi?

Bahçesi çaresiz mi?

Aaah ulu çınarım

Ruhun bedeninden çıkıp gitti mi?

Şimdi sen de mi yoksun?

Senin de mi gül çehren soldu?

Bedenin toprağa kavuştu,

Ruhun göklere yükseldi

Sende mi gittin şimdi…

Ardında yaralı kalpler bırakarak,

Gözlerden dökülen yaşları umursamadan

Hüzünlü canları düşünmeden…

Büyüğüm, önderim, gülüşü güzelim.

Rahat et yerinde, kalbimiz hep seninle

Dualarımız sana ait, düşlerin gözlerimizde…”

Diye ağıtlar yakıp da ardından ağlayacağımız yaşlılarımız varsa hayatlarımızda; toprak olmasını değil, hatta yaşlanmasını bile beklemeden bugünlerinin kıymetini bilelim büyüklerimizin. Başımıza taç, gönlümüze sultan eyleyelim…

“Her ilk bahar çiçekler hüzün kokar,

Yazları ise ağaçlar hasret meyvelerini verir.

Son bahara varır mısın bilmem,

Ama kışın; varsın köşedeki koltuklar boş kalsın,

Her zaman dolu senin kalbimizdeki tahtın…”

Ağlarım ardından… Dününde bilemediğim değerinin, bugününde kalbimde açtığı yaranın sızısından… Hasretle ve sevgiyle…

Yağmur YILMAZ

HRC MEDYA