ERMENİ SOYKIRIMI YALANLARI AVRUPA VE ABD PARLAMENTOLARINDA
Ermeni soykırımı yalanları, Avrupa ve ABD Parlamentolarına gelen yalanların menşei...
Ermeni soykırımı, Fransa cumhurbaşkanı Jasgues CHIRAC’IN da Hobisi Olmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Jalina Porter, Washington’un cumartesi günü 1915 olaylarına ilişkin kararını açıklayacaklarını söyledi. Porter, düzenlediği basın toplantısında “Ermeni soykırımı ile ilgili olarak, yarın için bir açıklama bekleyebilirsiniz” ifadeleri bana megaloman Fransızları hatırlattı.
Fransa parlamentosu 2001 yılında kabul edilen yasayla sahte “Ermeni soykırımı”nı resmen tanımıştı. 2006 yılının ekim ayındaysa Fransa Ulusal Meclisi, sosyalistlerin önerdiği soykırımın inkârını cezalandıran yasa teklifini Fransa’da ikamet eden 500.000 Ermeni’nin katkısıyla onaylamıştı. Bu tasarıya göre Fransa’da Ermeni katliamını inkâr edenler bundan sonra cezalandırılacak. Yasanın ciddi destekçilerinden biri sayılan UMP’nin Ermeni asıllı milletvekili Patrik Deveciyan, Türkiye’nin soykırımı tanıması gerektiğini, bunu yaparak onurunu yitirmeyeceğini aksine büyüyeceğini dile getiriyordu. “Patrik Deveciyan kimdir?” sorusunu şöyle yanıtlamak gerekir: Ermeni asıllı Fransız milletvekili Deveciyan, aslında üst düzey bir Osmanlı bürokratı olan Karekin Deveciyan’ın torunudur. Ermeni şovenizminin özelliklerini taşıyan ve Fransa’da her dönem bakanlık yapmış, siyaset sahnesinin en önemli aktörlerinden biridir. Yıllarca Cumhurbaşkanı Jasgues Chirak’a da yakın isimlerden biri olan Patrik Deveciyan, ülkede geleceğin Başbakanı olarak görülüyordu. Fransa’da 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayı olan UMP’nin lideri ve Türk düşmanlığı sergileyen İçişleri Bakanı Sarkozy’nin de otuz yıllık arkadaşı, sağ kolu ve danışmanıydı. Sarkozy Cumhurbaşkanı olursa Deveciyan’ın da Fransa Başbakanı olması bekleniyordu. Uyanık aktör bir elinde iki karpuz tutmasını iyi biliyordu.
Fransız Cumhurbaşkanı Chirac’ın, sözde soykırım meraklısı olduğunu yıllar önce Ufuk Ötesinde yazmıştım. Bunun somut göstergesi olarak resmi ziyaret için gittiği Ermenistan’da ayağının tozuyla Taşnak Antranik’in “soykırım anıtını” ziyaret etti. Bu esnada Türkiye ve Azerbaycan’a bir gönderme yaptı. Ermenistan’ın başkenti sayılan İrevan’da düzenlediği basın toplantısında sahte soykırım konusundaki soruya verdiği yanıtta “Yanlışlarını ve dramlarını kabul eden bir ülke büyür”, diye konuşmuştu. Daha sonra Chirac, Türkiye’nin AB’ye girmesi için Ermeni soykırımını resmen tanımasının gerekli olduğunu söylemiş: “Bir millet ve bir ülke tarafından tarihî bir hatanın resmen tanınması o ülkenin büyüklüğünün ispatıdır” demişti. Konuşmasının sonunda Türkleri daha fazla kızdırmamak için her zaman Türkiye’nin AB’ye girmesi taraftarı olduğunu da sözlerine eklemişti. 3 Ekim 2006 tarihinde Chirac’ın Ermenistan ziyaretine eşlik eden Patrik Deveciyan, Chirak’ın Türk karşıtı tutumu ve sözlerini gerekçe göstererek Cumhurbaşkanının bu girişimle büyük bir tarihî adım attığını söyledi. Deveciyan, Türk hükümetinin ve milletinin bu tasarıya tepki göstermesini ve rahatsız olmasını doğal olarak nitelendirdi; Ermenilerin yaklaşık 90 yıldır böylesi bir günü beklediğine ve uygun yasal ortamın oluşmasıyla haklarını elde edeceklerine inandığını belirtti. J. Chirac, Ermenilerin uzun yıllardan beri sınır geçit koridorunun açılmasıyla ilgili geniş çaba gösterdikleri bazı konulara da o zaman işaret ederek “sınır açılmalı” diye bir açıklama da yapmıştı. Seçimler yaklaştıkça Fransa’daki 500.000 bin Ermeni’den alacağı oyun karşılığında hizmetini böylece yerine getirmişti.
Fransız Cumhurbaşkanı J. Chirac, sahte soykırım anıtları başında nutuk atarken kendi
yüzkarası geçmişlerini hatırlamalı, Fransa’nın Almanya’ya Yahudi soykırımında nasıl yardım ettiğini de unutmamalıdır. Tarih yalan söylemez: Fransa’nın Yahudi kökenli vatandaşlarını nasıl Alman toplama kamplarına gönderdiğini belgelerle kanıtlayan Ahirlick Meyer’in Fransa’nın Alman işgalinde olduğu 1940-1944 yıllarını mercek altına alarak yazdığı “Direniş ve Yahudi Takibatı” adlı kitap iyi okunmalı ve Fransızlar kendi utanç verici geçmişlerini unutmamalılar. Türkiye’yi ve Türkleri sahte soykırım iddiaları ile suçlamaktan vazgeçip, kendilerinin yakın tarihlerde Cezayir’de 2,5 milyon Müslüman’a ve 7 Nisan 1994’te üç ay boyunca Ruanda’da 937.000 insana yaptıkları soykırımları anımsayıp yüzkarası tarihlerine bakıp utanmalıdırlar. Almanya, Fransa’nın tam işbirliği sayesinde Yahudileri kolaylıkla tespit etti ve 76.100 Yahudi’yi toplama kamplarına göndererek yok etti. Gece gündüz demeden insanları Nazilerin ölüm kamplarına taşıyan Fransız demiryolları “İnsanlığa karşı suça ortaklık” nedeniyle mahkûm oldu ve tazminat ödemesine karar verildi. Herhalde Ermeniler de Fransa’nın ödediği tazminattan esinlenerek sahte soykırım iddialarıyla Türkiye’den yüklü miktarda tazminat almaya özeniyor. Ama yanılıyor! Tarih ve Türkler asla bu sahte soykırımı tanımaz…
Gerçekte soykırımı, 1914-1915’te Ruslarla işbirliği yapan Ermeni Taşnak teröristleri hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da yapmışlardır. Bu soykırımlar elbette bir gün belgelerle kanıtlanacaktır. Ermeniler yaptıkları bu cinayetleri hiçbir zaman unutmasınlar. Unutmasınlar ki bir gün gelecek bütün Türkler birleşerek bir yumruk gibi Ermeni işgalcilerinin tepesine inecek ve Türklerin elinden onları hiçbir güç kurtaramayacaktır.
Sadece Fransa parlamentosunda değil Avrupa parlamentolarında da sözde “soykırım” iddiaları sürekli gündeme gelmektedir. Yaşanan bu mücadelede Türkiye ve Azerbaycan mağlup olmamalı daha tutarlı adımlar atarak sahte soykırım iddialarını çürütecek delilleri arşiv belgeleriyle ortaya koymayı başarmalıdırlar. Avrupa ve Fransa parlamentolarında gerek Ermeni, gerekse de Keldani soykırım iddialarıyla birlikte yeni hortlayan Pontus ve Süryani soykırım iddialarının da gündeme geleceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu tartışmaların düşük bir yoğunlukta da olsa tekrar yaşanacağını şimdiden söyleyebiliriz. Emperyalist odakların dayattığı Türkiye imajını lekeleme çabası Avustralya’da da kendisini gösterdi. Avustralya’da 30 Eylül tarihinde The Age gazetesinde yayınlanan bir karikatürde Atatürk’ü öven Avustralya Maliye Bakanı Reter Gostello, elinde Atatürk’ün naaşını tutarken gösterildi. Alt kısmında “(Gostello) He Raiseth up ATATURK” (Atatürk’ü diriltti) yazısı bulunan karikatürde Atatürk’ün elinde “Ermeni soykırımı” yazan bir kağıt gösterilmişti. Hâlbuki Atatürk bir avuç Ermeni çetesinin değil Türkiye’yi ve Türk topraklarını işgal etmek için sinsice vatanımıza sokulan emperyalist güçlerin başını Çanakkale’de ezmişti. Diğer Avrupa Birliği ülkesi olan Hollanda’da o dönemde yapılacak seçimlere katılacak iki büyük partinin milletvekilleri soykırım iddialarını kabul etmedikleri için aday listelerinden çıkartıldı. Üç Türk kökenli adaya da ya soykırımı kabul edin veya parti içinde siyaset yapma yolunuz kapanır tehditleri uygulandı. Belçika’daki seçimlerde ise “FDF” (Fransızca Konuşanların Demokratik Cephesi) Partisi, Derya Bulduk’un adaylığını onaylamak için “Ermeni soykırım”ı iddialarını kabul etmesini istedi. Bulduk’u adaylıktan atan ve onu istifaya zorlayan FDF’nin içinde yer alan MR Partisiydi. Ermenilerin en büyük destekçisi olan MR, Ermeni soykırımı iddialarını ders kitaplarına da sokmaya çalışıyordu.
Bütün Avrupa parlamentoları Türk düşmanlığı sergilemeye devam ediyor. 24 Nisan 2006 tarihinde Fransa’nın sokak ve meydanlarında dikilen sahte soykırım anıtlarına ilerde Pontus ve Süryani soykırım anıtının ekleneceğinden de şüpheniz olmasın.
0 Yorum