Msi Yazilim

COĞRAFYAYA HİÇ BÖYLE BAKTINIZ MI?

         Bu ülkeyi sevmek için önce tanımak gerekir. Gerçekten tanıyınca göreceksiniz ki bu ülkeye basit bir sevgi duymak az gelir, ona âşık oluverirsiniz. Tanımak, ama nasıl? Dağıyla, ovasıyla, akarsuyu ve gölüyle; toprağı, suyu, havasıyla. 

         Hani âşık olduğunuz birisine duyduğunuz o büyük merak var ya bizimkisi de böyle bir şey aslında. Coğrafya öyle bir şey ki onu hazmettiğinizde bu ülkenin dağlarına bakarken daha anlamlı bakarsınız. Adeta röntgenini çekersiniz arazinin. Siz araziyle, arazi sizinle konuşur. Çünkü onun dilini öğrenmiş olan seçkin kişilerden birisinizdir artık.

         Tanıdıkça bu harika yeryüzü parçasını, mutlu olursunuz, geleceğe büyük bir umutla bakarsınız. Çünkü altındaki ve üstündekilerle bu topraklar size güç verir. Bu toprakların sırrını çözdüğünüzde, üzerinde gezinirken bile incitmekten çekinirsiniz. Bu ülkenin dağlarına, ovalarına, platolarına bakmak içinizi titretir. Çünkü siz sadece coğrafyayı değil bu vatanı yürekten sevmeyi öğrenirsiniz.

         Bu topraklarda hüzün de vardır, mutluluk da. Gurur da vardır, özlem de. Gelibolu tepelerinden Çanakkale Boğazı’na bakarken ağlarsınız, tam 250 bin şehidimizin yerine. Sarıkamış sırtları sizi hıçkırıklara boğar. 90 bin vatan sevdalımızın boğazımıza düğümlendiği yerdir orası.

         Coğrafya bu ülkeyi şartsız sevmektir. Bu ülkede yaşayan herkesi kucaklamaktır. Bu ülkeye âşık olan, bu ülkenin doğusunu-batısını, kuzeyini-güneyini aynı tonda aynı duygularla sever. İşte, bu ülkeye duyulan gerçek aşk böyle bir şeydir. Bu aşkın mimarı da coğrafyadır.

         Coğrafya sizi hayallerinize taşır. Nemrut’tan güneşin batışını seyrederken mest olursunuz, Ege ve Akdeniz sahillerinde kendinizi bir Cennet’te bulursunuz. Kapadokya, sizi hayretlere düşürür, Pamukkale’nin güzelliği karşısında diliniz tutulur, Yedigöller’de kendinizden geçersiniz, Tortum Şelalesi sizi coşturur, Kızılören’deki olağanüstü görüntü ise tam bir şok yaşatır! Karadeniz’in yaylalarında bulutların üstüne çıkar, dünyaya bir de oradan bakarsınız, İç Anadolu’nun uçsuz bucaksız bozkırlarında, kendinizi hiç olmadığınız kadar özgür hissedersiniz. Bu ülkenin her tarafı sürprizlerle doludur. Size bu sürprizler dünyasının kapısını coğrafya açar.

         Coğrafya hayatımızın neresinde diye sormayın. Çünkü siz coğrafyanın tam da içindesiniz. Üstelik hayat boyu. Başka şeylerden kaçabilirsiniz ama coğrafyadan asla! Yeryüzünün her yeri coğrafyadır çünkü.

         Coğrafya size mikroskop kullanmadan maddenin arka planını anlatır. Coğrafya yeryüzündeki o müthiş ahengi, inanılmaz işbirliğini çözmektir. Dilsiz bir taşın dilinden anlamaktır. Toprağın suyla, suyun bitkiyle olan muhteşem düetini keyifle seyretmektir.

COĞRAFYAYI ANLAMAK, HAYATI ANLAMAKTIR!

                                                  Murat ŞAHİN (Eğitimci/Yazar)

YAZARIN NOTU! Bu yazı coğrafyanın müfredatlarda neden daha fazla yer bulması gerektiğini anlatmak için kaleme alınmıştır!