Telefon
WhatsApp
Ben Bir Avuç Külüm

Şeker yeseydik, balon uçursaydık, top peşinde koşan bizler olsaydık, yada evinden çıkmayıp camda soğuk kış günü yağmuru karı heyecanla izleyen çocuklar olsaydık. Olsaydık işte, evinde yurdunda okulunda hatta anasının babasının dizinin dibinde en mutlu çocuklar biz olsaydık... Nazım Hikmet'in "Kız Çocuğu" şiiri geliyor aklıma;

 

 

"Kapıları çalan benim

Kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem

Göze görünmez ölüler."

 

Diyor şair şiirinde...

Gerçekten ölüler görünmez mi göze? Bunca acı, bunca eziyet, bunca savaş neden? Ölüp de yok olma sevdasından mı? Öldürüp yok etme merakından mı? Yoksa bitmek tükenmek bilmeyen hesaplaşmalardan mı?

 

Devam ediyor şair şiirine;

"Hiroşima’da öleli

Oluyor bir on yıl kadar.

Yedi yaşında bir kızım

Büyümez ölü çocuklar."

 

On yıl önce de on yıl sonra da yaşın hep yedi kaldı çocuk... Çocuklar ölmezdi hani anne? Anne çocuklara nasıl kıydılar, nasıl vurdular yaktılar yıktılar? Nasıl anne, nasııll? Şimdi biz çocuklar hangi gerçeğe inanalım...

 

"Saçlarım tutuştu önce,

Gözlerim yandı kavruldu.

Bir avuç kül oluverdim,

Külüm havaya savruldu."

 

Ateş insanları yakıp kavurmak için değil. Ateş yürekleri dağlamak için değil. Nedir bu yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen öfke. Nedir bu söndüremediğimiz ateşin sevdası?

 

Nazım Hikmet devam ediyor yazmaya;

"Benim sizden kendim için

Hiçbir şey istediğim yok.

Şeker bile yiyemez ki

Kâat gibi yanan çocuk.

 

Çalıyorum kapınızı

Teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

Şeker de yiyebilsinler."

 

Son veriyor şair dizelerine, ateşin yaktığı çocuklar yüreğini kavururken, acısı beynini delerken, düşüncelerini alt üst ederken...

Daha hiç şeker tutmamış elleri yok olan, gülüşü dünyayı bile aydınlatamadan bir anda kaybolan, hayalleri düşüncelerine yer edemeden havaya buhar olup karışan, bedeni top peşinde koşmadan, uçan balona heyecanla gözlerini büyüterek açıp bakamadan ölüp giden çocukların kanattığı kalbindeki yaraya tuz basarak...

Ölmesin, öldürülmesin, yakılmasın, toprak edilmesin küçücük bedenleri. Haydi elele verip önleyelim bu savaşı, söndürelim yanan ateşi, bitirelim tükenmek bilmeyen hesaplaşmayı...

 

Kahramanmaraş Özel Karaoğlan kişisel gelişim kursu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Reklam

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

Kahramanmaraş Nöbetçi Eczaneler

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği