Telefon
WhatsApp
AZERBAYCAN CUMHURİYETİ’NİN 103 KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

Güney Kafkasya Federasyonu (Seym) dağıldıktan sonra 26 Mayıs 1918’de Gürcistan, 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan, daha sonra da Ermenistan bağımsızlıklarını ilan ettiler. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin bağımsızlığının ilan edilmesi Azerbaycan Türklerinin tarihinde ve kaderinde önemli bir olaydı. Cumhuriyetin iki yıllık bağımsızlık devri, bir sıra yönlerine göre millî tarihimiz açısından çok önemlidir.

Birincisi, Mayıs 1918’de ADC [Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti]’yi kuranlar (M. E. Resulzade, F. Han Hoylu, M. N. Hacinski, A. M. Topçubaşı, H. Melikaslanov, N. Yusufbeyli, H. Refibeyli vb.), Azerbaycan Türk halkının şerefini koruyarak, onu büyük bir tehlikeden kurtardılar. O devirde durum çok nazikti. Rusya’da başlayan devrim, imparatorluğu dağıtmıştı. Rusya halklarına, kendi geleceklerini belirleme hakları da dâhil olmak üzere özgürlük verilmişti. Dolayısıyla ya kendi bağımsızlığını ilan edip millî devletini kurmalıydın ya da sömürge haline gelmeliydin.

Yaklaşan tehlikeyi gören büyük önder M. E. Resulzade, F. H. Hoylu ve diğer kişiler 28 Mayıs 1918’de ADC’nin bağımsızlığını ilan ettiler. Eğer bu adım atılmasaydı, Azerbaycan toprakları Rusya, Ermenistan ve Gürcistan arasında bölüştürülecekti.

ADC, Türk coğrafyasının ilk laik, demokratik cumhuriyeti olarak doğu âleminde, özellikle Türk ve İslam dünyasında büyük öneme sahipti. Bu amaçla devrim yapıp, demokratik cumhuriyet kurmak isteyen doğu halklarına da bir örnekti. Dolayısıyla Azerbaycan örneğinin tüm doğuya yayılma tehlikesi ortaya çıkmıştı ve bunu engellemek için Sovyetler Birliğinin başta Vladimir Lenin olmakla bütün kurucuları ve tüm komünistler harekete geçti.

28 Mayıs 1918’de kurulan Azerbaycan Cumhuriyetini, 28 Nisan 1920’de Taşnak silahlılarının yardımıyla deviren Bolşevikler, daha sonraları Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını taşıyan komünist cumhuriyeti kurdular.

Azerbaycan’ın bağımsızlığını engellemek ve Bakü petrolünden pay almak için büyük devletler en önemli stratejik nokta olan Bakü’yü hedef almışlardı.

19. yüzyıl başlarında yitirilmiş millî devletin yeniden ihyası olan ADC, kısa zamanda kendi parlamentosu, hükümeti, ordusu ve para birliği olan demokratik bir cumhuriyete çevrildi. Bu devirde kurulmuş millî cumhuriyetler içerisinde ADC, doğuda kurulan ilk laik, demokratik cumhuriyet idi. Azerbaycan topraklarında yaşayan bütün halklar ve siyasi partiler parlamentoda yer almıştı. Parlamento ve hükümet, Avrupa ve özellikle Rusya’da tahsil görmüş, demokratik fikirli şahıslardan oluşuyordu.

Çok zor şartlarda kurulmasına rağmen ADC, Azerbaycan’ın sınırları içerisinde olan millî servetlere ve tarihî, millî arazilerimize sahip çıkabilmiş, millî servetlerden Azerbaycan’ın çıkarına en uygun şekilde faydalanabilmişti.

Millî özgürlük mücadelesi sonucunda Azerbaycan Türklerinin bağımsızlığını ilan etmekle ADC, uluslararası ilişkilere katılmaya ve uluslararası hukuğun bir öznesine çevrildi.

Bağımsız devlet statüsündeki Azerbaycan, hükümetin kuruluşu haberini radyo ile dünya ülkelerinin başkentlerine bu meyanda İstanbul’a, Berlin’e, Londra’ya, Viyana’ya, Roma’ya, Paris’e, Washington’a, Sofya’ya, Bükreş’e, Tahran’a, Madrid’e, Den Haag [Lahey]’a, Moskova’ya, Stockholm’e, Kiyev’e, Hristaniya’ya (Oslo’ya) ve Kopenhag’a duyurdu.

Kısa bir süre sonra ADC ilişki kurduğu bütün devletlerle bağımsızlık ve karşılıklı güven prensiplerine dayanan anlaşmalar imzaladı. Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Osmanlı devleti oldu.

Büyük zorluklardan sonra Azerbaycan’ın bağımsızlığı, onu ilk olarak tanıyan Osmanlı’nın verdiği destekle Ocak 1920’de Versay Yüksek Konseyi tarafından de fakto tanındı. Bu olay, cumhuriyetin milletlerarası ilişkilere dâhil olması, onun dünya siyasetini belirleyen ülkeler tarafından de jure tanınması ve dünya kamuoyunun eşit haklara sahip bir üyesi olarak her türlü diplomatik ilişkilere girmesi için elverişli imkân sağlıyordu.

ADC’nin bütün bu mücadelelerine karşın Bolşevikler 28 Nisan 1920’de cumhuriyeti devirerek, Azerbaycan’ın bağımsızlığına 70 yıllık süreyle balta vurdular.

70 yıllık bir sürenin ardından 1980’li yılların sonlarında Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde gelişen demokratik süreç yeniden ADC’nin tarihine bir ilgi doğurdu. Bu sürece iştirak eden muhtelif harekâtlar “Çenlibel”, “AHC [Azerbaycan Halk Cephesi]”, “Yurt Birliği” ve diğer kurumlar Kızılordu’nun işgalinden sonra Azerbaycan’ın yeniden bağımsızlığına kavuşabilmesi için elverişli ortam sağlamdılar.

Sonuçta Azerbaycan’daki demokratik harekâtın yükselmesi, AHC Başkanı Ebulfez Elçibey önderliğindeki Azerbaycan aydınlarının mücadelesi, ADC’nin millî simgelerinin, devlet sembollerinin, sıfatlarının yenilenmesi hakkında hükümet kararlarının kabul edilmesine sebep oldu.

Demokratik kuvvetlerin mücadelesi sonucu 21 Mayıs 1990’da Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kararı ile ADC’nin kurulduğu 28 Mayıs günü, Azerbaycan devletinin tekrar kuruluş günü ilan edildi.

ADC’nin dış siyasetinde bazı meseleler üstü kapalı kalmıştır. Bu bakımdan A. M. Topçubaşov’un, M. E. Resulzade’nin, A. Ziyadhanlı’nın, C. Hacıbeyli’nin, Yusuf Vezir Çemenzeminli’nin makale ve küçük eserleri kıymetli kaynaklar olmakla birlikte tarihçilik bakımından yeniden incelenmelidir.

Bu topraklar üzerinde bayrağımızı yükselten büyük önderlerimiz olan Mehmet Emin Resulzade ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, o yıllarda Türk milletinin tarihine en şanlı sayfaları yazdılar.

 

Kahramanmaraş Özel Karaoğlan kişisel gelişim kursu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Reklam

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

Kahramanmaraş Nöbetçi Eczaneler

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği