Telefon
WhatsApp
AYRIMCILIK

Dünya üzerinde sadece ırk ve renk ayırımı yapıldığında insanların tepkilerine şahit olmaktayız. Oysaki ayrımcılığın; sadece insanların kendi aralarındaki ırk, din, dil, renk ve cinsiyet gibi farklılıklar için değil, aynı zamanda hayvanlara ve bitkilere de yapıldığını anlamamız gerekir.

Sevgili okurlar, yaşamımızda farkında olarak veya olmayarak, ön yargılı olduğumuz, tabu haline getirdiğimiz sadece kendi doğrularımızın olduğu bakış açılarımızı hiç değiştiremediğimiz olgusu ile; farkında olamadıklarımızın farkına varabilmek ve bakış açımızı “ormanının bütünü görmeye” ayarlayabilmek düşüncesiyle; ayrımcılık konusunda insanları aydınlatabilmek ve naçizane bildiklerimi paylaşma sorumluluğunu hissederek bu yazıyı yazıyorum;

Atalarımız “İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır” demişlerdir. Bizler de bilerek veya bilmeyerek hayatımızın birçok alanında ve yaşam süremizin belli zaman dilimlerinde ayrımcılık yapıyoruz. Ayrımcı bakış açısı ve davranışlarımızı ıslah edebilmek için önce ayrımcılığın ne olduğunu teorik ve örneklemelerle anlayarak bilinçlenmeyi beyin ve beyincikte tekâmül ettirmeliyiz.

Bu çerçevede; kendimize bir pay çıkartacağımız, davranışlarımıza çeki düzen vereceğimiz, egolarımızdan arınabileceğimiz bir ayrımcılık analizine sahip olabilecek bireyler haline gelmemiz gerekli diye düşünüyor ve buradan hareketle konuya başlıyorum;

Önyargı: Herhangi bir bilgi ve deneyime dayanmayan her türlü iyi veya kötü ön düşünce.

Ayrımcılık: Ön yargıların fiili eyleme ve davranışlara dönüşmesidir.

Kalıp yargı: Bir nesne, bir grup (Bir millet, Bir ülke, Bir hayvan vs.) hakkında önceden kolayca karar verilmesini sağlayan, dimağımızda evvelden oluşturulmuş izlenimler bütünü.

Etnosantrizm: Etnik merkezli yaklaşımlar, kendine ait bir grubun dışındakilerin davranışlarını olumsuz ve küçük görmektir.

Etnik köken, cinsiyet ve yaş sosyal sınıflandırmanın ana parçalarıdır

Bu tanımlardan sonra kısaca Türkiye'de ve içinde yaşadığımız toplumların genelinde ortaya çıkan ayrımcılık konularını özetle, başlıklar altında ve örneklerle anlatmaya çalışacağım;

Sosyal sınıflandırma (Sosyal ayrımcılık): İnsanların sosyal bir kimliğe sahip olmak için toplumsal bir sınıfın üyesi olması ve bu sınıfa kendini ait hissetmesidir.

Örnek: "Erkekler, kadınlar, aleviler, askerler, yaşlılar"

Yaşa dayalı ayrımcılık: İnsanların sadece yaşları yüzünden" genç ya da yaşlı" olarak değerlendirildikleri olgudur.

Örnek: Gençler; "sorumsuzdur, a politiktir, yaşlılara karşı saygısızdır, akılları havadadır."

Yaşlılar, "kendine yetersiz, bağımlı, zayıf, çağa ayak uyduramayan, evde zaman geçirmesi gereken insanlar."

Örnek Atasözü kalıp yargılar;

Yaş yetmiş iş bitmiş, yaşından utan, bir ayağı çukurda.

Cinsiyete dayalı ayrımcılık: Toplumsal önyargı, cinsiyet rollerinin doğal, değişmez, biyolojik varlığına bağlı olduğu faraziyesine dayanır. Aslında cinsiyette roller kültürlere göre değişir, kadın ve erkek farklılığı anlayışı, eşitsizliğin ve ayrımcılığın meşrulaştırılmasıdır.

Örnek ön ve kalıp yargı; "Bizim Hanım evin içişleri bakanıdır" sözüyle evin dışındaki faaliyetlerini sınırlamaktır.

Bedensel cinsiyet doğuştan belirlenir, tek istisna nadir görülen hermaforidlerdir. Heteroseksüel, biseksüel, eşcinsel gibi yönelimler son 30 yılda psikiyatride hastalık sayılmamaktadır. Cinsel yönelimleri, psikiyatri karşı karşıya kaldıkları bir durum olarak değerlendirmektedir.

Cinsiyet ayrımcılık da en kalıp yargı, “namuslu”, “namussuz” kadın ayrımıdır. Geleneksel ve inanç temelli kalıp yargılar, aynı durum için erkeğin “elinin kiri” algısını yaratırken, kadın için “namus” kavramını ortaya çıkarır.

Irk ayrımcılığı: Etnisite, din, dil, insanın fiziki görünüşü üzerinden ayırım yapılmasıdır.

Fransız sosyolog Guilliamin'in; "Irk yoktur ama ırkçılık öldürür" sözünden ders    çıkartmak gerekir.

Bugün, bilimin ve düşünce hayatının ulaştığı bu noktada halen ırkçılık yapılması düşündürücüdür.

Özetle anlattıklarımdan kendimize batırmamız gereken bir şeyler olduğunu anlamışızdır umarım!

O zaman, ön yargılarımız ve kalıp yargılarımızı sorgulayıp, kendimizi dünyanın merkezine koymaktan vazgeçip, etrafımıza bakmakta fayda var. Hem kendi iyiliğimiz hem de diğer insanlar için…

Neticede öz cümlemiz; ayırım yapmayarak, ayrımcılıkla yapacağınız mücadele, en başta size başkalarınca yapılacak ayrımcılığa engel olmaktır.

Son olarak; kişilere ve olaylara karşı bakış açıma kazandırdığı pozitif farklılıklardan dolayı oğlum Emre'ye teşekkür ediyorum.

 

Sağlıcakla kalın.

______HRC MEDYA___________:

Hüseyin ALPASLAN;

Tarihçi- Yazar.

 

 

 

 

 

Kahramanmaraş Özel Karaoğlan kişisel gelişim kursu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Reklam

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

Kahramanmaraş Nöbetçi Eczaneler

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği